28 Mart 2010 Pazar

===EZELİ RAKİPLİĞİN TARİHÇESİ===

100 yılı bulan ezeli rekabette Fenerbahçe, galibiyet ve gol sayısı olarak Galatasaray'dan üstün durumda. Fenerbahçe bugüne kadar Galatasaray karşısında 137 kez kazanırken, Galatasaray da Fenerbahçe karşısında 113 kez galip geldi. Tarafların yaptığı 111 maç da berebere sonuçlandı. Ezeli rekabetteki gol sayısında ise Fenerbahçe'nin üstünlüğü bulunuyor. Sarı-Lacivertli takımın attığı toplam 508 gole, Galatasaray 455 golle cevap verdi.


Galatasaray, Fenerbahçe ağlarını ilk kez 17.01.1909'da Emin Bülent Serdaroğlu ile havalandırdı. Fenerbahçe'nin ilk golünü ise 04.01.1914'te Hasan Kamil Sporel attı.



Ezeli rekabette, Fenerbahçe'ye en çok gol atan Galatasaraylı oyuncu 19 golle Metin Oktay oldu. Fenerbahçe'de ise, Sarı-Kırmızılı ağları en çok havalandıran oyuncu, 27 golle Zeki Rıza Sporel...



Fenerbahçe ve Galatasaray'ın 100 yıllık rekabetinde, bir maçta en çok gol atan oyuncular; Galatasaray'da Metin Oktay ve Celal İbrahim, Fenerbahçe'de ise Zeki Rıza Sporel oldu. Bu futbolcular; attıkları 4'er golle tarihe geçtiler



Galatasaray-Fenerbahçe karşılaşmalarında en çok forma giyme rekoru, 54 maçla Galatasaraylı Turgay Şeren'e ait. Fenerbahçe'de ise Esat Kaner, Galatasaray'a karşı 49 kez forma giydi.



Ezeli rekabette istenilen, hep bir tarafın kazanması olmuştur ancak Fenerbahçe-Galatasaray karşılaşmalarında taraflar, birbirlerine karşı çok uzun süre galibiyet alamadılar. Galatasaray üst üste 18 maçı kazanamazken, Fenerbahçe'de 11 maçta galibiyet yüzü göremedi.




100 yıllık rekabette, Fenerbahçe ve Galatasaray'ın birbirlerine karşı oynadığı 360 karşılaşmanın 67'si 1- 0'lık skorla sonuçlandı.






Fenerbahçe ve Galatasaraylılar'ın en çok övündükleri başarılardan biridir, en farklı skorla kazanılan maçlar... İki takım arasında yapılan 360 maçta en farklı galibiyeti, 7- 0 ile Galatasaray aldı. Fenerbahçe'nin Galatasaray'a karşı aldığı en farklı galibiyet ise 6-0...


1983 ve 2001 yıllarında, Galatasaray ile Fenerbahçe, 4- 4 berabere kalarak tarihlerinin en gollü maçlarını oynadılar.



İki takımın yaptıkları maçlarda en fazla seyirci, İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı'nda 70.125 kişi olarak kayıtlara geçti. En az seyirci ile oynanan maç ise şaşırtıcı. 17.11.1922'de, Fenerbahçe Stadı'nda yoğun yağıştan dolayı hakem Fethi Tahsin Başaran'ın şemsiyeyle yönetmek zorunda kaldığı karşılaşmada, tribünlerde sadece 14 kişi vardı.




23 Şubat 1934'te, Fenerbahçe ve Galatasaray arasında oynanan maç, çıkan kavga nedeniyle yarım kaldı. Bu maçtan sonra "Mıntıka Futbol Heyeti" taraflara ağır cezalar kesti. Fenerbahçe'den 9, Galatasaray'dan 8 futbolcu olmak üzere toplam 17 futbolcu uzun süreli cezalar aldı.



100 yıllık ezeli rekabette, bazı maçlarda yabancı hakemler düdük çaldı. Alman, İsviçreli, Rumen, Macar, Yugoslav, Belçikalı, İngiliz, Yunan, İtalyan, Avusturyalı ve ve Bulgar hakemler bu ezeli rakiplerin maçlarında sahadaki yerlerini aldılar.


23 Ocak 1925'teki büyük derbide, Fenerbahçe bir penaltı kazandı. Taksim Stadı'nda oynanan karşılaşmada, penaltı atışından önce, stadın büyük balkon bölümü çöktü. Fenerbahçeli Cafer Çağatay, bu olaydan sonra kullandığı penaltı atışında topu, bilerek kaleci Ulvi Yanal'a teslim etti.


Ezeli rakiplerin maçlarından önce ve sonra yaşanan kavgalara inat, Galatasaray Eski Başkanı Özhan Canaydın, 6 Kasım 2002'de Fenerbahçe'nin Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda 6-0'lık galibiyetinde, atılan golleri alkışlayarak ve Fenerbahçeli yöneticileri tebrik ederek sahadan ayrılmıştı. Canaydın'ın bu hareketi, Dünya Fair Play Konseyi (CIFP) tarafından, 2002 Dünya Fair Play Ödülü ve Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) tarafından düzenlenen Fair-Play Sportif Davranış Ödülü'nü aldı.


önce galatasaray sonra fenerbahçe forması giyenler
Fuat Hüsnü Kayacan, Galip Kulaksızoğlu, Hikmet Topuz, Dalaklı Hüseyin, Hasan Kamil Sporel, Rebii Erkal, Bekir Rafet Teker, İsmet Uluğ, Suat Subay, Yılmaz Gündüz, Rasih Minkari, Bülent Varol, Refik Osman Top, Ali Soydan, İsmail Kurt, Kadri Aytaç, Şevki şenlen, Engin Verel, Mehmet Oğuz (K), Güngör Tekin, Erdoğan Arıca, Semih Yuvakuran, Tanju Çolak, Elvir Boliç, Sedat Balkanlı, Benhur Babaoğlu, Saffet Sancaklı, Fatih Akyel, Mehmet Yozgatlı, Emre Belözoğlu.

ÖNCE FENERBAHÇE, SONRA GALATASARAY FORMASI GİYENLER
Horace Armigate,Necip şahin, Haydar Aşan, Ekrem Mahmut, Süleyman Tekil, Orhan Canbolat, Necdet Erdem, Niyazi Tamakan, Hilmi Atakul, Selçuk Hergül, Naci Erdem (K), Ruhi Karaduman, Raşit Çetiner, Arif Kocabıyık, Erhan Önal, İlyas Tüfekçi, Hasan Vezir, Selçuk Yula, Ahmet Yıldırım, Sergen Yalçın, Emre Aşık, Elvir Balic, Haim Michael Revivo, Abdullah Ercan, Stjepan Tomas, Servet Çetin.


OLAYLI MAÇ
Ezeli rakipler son olarak 12 Nisan 2009'da karşı karşıya geldi. Ali Sami Yen'de oynanan karşılaşma golsüz eşitlikle sona ererken maç sonu görüntüler oldukça kötüydü... . Gergin geçen maçın son dakikasında saha karışırken toplam 4 kırmızı kart çıktı. Olayların kahramanları Arda Turan, Emre Aşık, Semih Şentürk ve Diego Lugano, maçın hakemi Fırat Aydınus tarafından oyundan atılırken, olaylar uzun bir süre gündemde kalmıştı.

ARALARINDAKİ SON MAÇ
İki ezeli rakip arasında son oynanan maçı Fenerbahçe, Şükrü Saracoğlu Stadı'nda 3-1 kazanmıştı. Fenerbahçe'nin gollerini Alex(2) ve Güiza atarken, Galatasaray'ın golünü ise Hakan Balta kaydetmişti.


20 Şubat 2010 Cumartesi

bu da dün akşam yaptığım arabaşı çorbası...
çok güzel oldu...


akşam çayın yanında yemek için
kısır ve börek yaptım çok güzel oluyor..
deneyin ...
afiyet olsun...

15 Şubat 2010 Pazartesi




































Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan
ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun.
Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur
ve yaptıkların onun dudağında
hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.
Sen kendini paralarken ,
o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır.
Hani ağzınla kuş tutsan
"Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?"
diye bir soruyla bile karşılaşabilirsin..
iki ucu keskin bıçaktır bu işin.
Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman.
Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur.
İyi halin cezanda indirim sağlamaz.
Sen, "Ama senin için şunu yaptım" derken o,
"şunu yapmadın" diye cevap verecektir.
Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır.
Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.
Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin,düşündün,şiirler yazdın.
"Peki o ne yaptı" deme.
Herkes kendinden sorumludur aşkta.
Sen aşkını doya doya yaşarken
o kendine engeller koyuyorsa
bu onun sorunu.
Bir insan eksik yaşıyorsa,
ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa
sen ne yapabilirsin ki onun için?
Hayati ıskalama lüksün yok senin.
Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın.
Her zamanki gibi yaşayacaksın sen.
"Acılara tutunarak" yaşamayı Öğreneli çok oldu.
Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil.
Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki....
Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.
Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu?
Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip
yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana.
Yine içeceksin rakını baliğin yanında.
Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası...
Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin
ve biliyorsun as olan yürektir.
Yürek sesi ne bilmeyenler,ya da bilip de duymayanlar acıtsa da İçini unutma;
yaşadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte.
Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu.
Elbet bitecek güneşe hasret günler.
Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil,
güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...
Nazım HİKMET
Ellerinde Rengarenk bir Gökyüzü
Gök ağlıyor
Yer için için içleniyor, şafak sökerken
Kaçıncı hüzün gecem, gidisini öperken
Dilim de kaç hece kanat çırpacak Hasretinden
Sağanak yağdırır tepeden tırnağa
Kayboluş olur selinde gülüşlerim
Hançer giyinmiş, Sırılsıklam yürek
Hedefi, ya bulmalı, ya durmalı yerinde
Ellerin de rengarenk
Rengarenk bir, gökyüzü haykırmalı
Naz Altın